Tag Archives: Performans

Afrodizyak Bitkiler

9 Tem

Günümüzde artık bitkisel tedaviler çok rağbet görmeye başladı. Öyle ki neredeyse modern tıp’ın önüne geçecek. Tabi bitkisel tedaviler çoğalınca bitkisel tedavi uzmanları da (Herbalistler) çoğaldı. Cilt lekelerinden kelliğe, hemoroidden cinsel arzu uyandırmaya kadar bir çok sorunu çözebildiklerini söyleyen Herbalistler atalarımızdan kalma yöntemlerle tedavi yapıyorlar. Herbalist ve Fitoterapistimizin Cinsel arzuları canlandırmak ve insanlara daha sağlıklı,hareketli bir cinsel yaşam vaaden reçetesini şöyle sunuyor.

BİTKİ ÇAYLARI: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır.

GİNSENG: Binlerce yıllardır Çin’de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.

REZENE: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden her gün bir parça alınması cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılır.

LAVANTA: Salata ve yemek soslarına konan birkaç damla lavanta, seks hayatını güçlendirir.

KARANFİL TANESİ: Doğal afrodizyakların en güçlülerinden biri olan karanfil tanesi, yorgunluğa da iyi gelir

HAŞHAŞ TOHUMU: Cinsel performansı artırır

SAPARMA: İlk kez Latin Amerikalı yerliler tarafından kullanıldığı bilinen, saparma bitkisinden elde edilen karışımların içinde çeşitli hormonlar bulunuyor.

ROKA: Bolca demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir ve ayrıca, cinsel gücü de artırır.

MAYDANOZ: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar.

KEKİK: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.

ARI SÜTÜ: Cinsel bezleri geliştiren arı sütünün etkileri kısa zamanda hissedilir.BAL: Mikroplara karşı dayanıklılık sağlayan bal, cinsel gücü artırır. Tarihte bal, seks açısından, insanlar tarafından çok farklı şekillerde kullanılmıştır. Örneğin, Polonyalılar ilişki öncesinde cinsel organlarına bal sürerlerdi.

LİMON: Yemeklerde kullanılan limon tuzu ve limon suyu, seks gücünün artması için olumlu etki yapar.

İSTİRİDYE: İçindeki çinko ile spermin çoğalmasına neden olan istiridye, cinsel isteği artırır.

HİNDİ: İstiridyeden daha fazla çinko ihtiva eden hindi, protein açısından zengindir ve cinsel isteği artırır.

KEREVİZ: İdrar sökücü özelliği olan kereviz, vücutta oksitlenmeyi önlemesinin yanı sıra kadınlarda adet öncesi şişkinliğin de önüne geçer.

ÇİKOLATA: İçinde magnezyum, fosfor ve kafein bulunduran çikolata, insanı mutlu eder, harekete geçirir ve güçlendirir.

FISTIK VE FINDIK: E vitamini içeren, insanı mutlu eden fıstık ile fındık, cinsel gücü artırır.

MUZ VE KABUĞU: İnsana kokusuyla bile mutluluk aşılayan muz, özellikle kabuğu ile pişirilirse cinsel gücü oldukça fazla artırır. (1999 da Posta Gazetesi’ndeki bir haber)

ÇİLEK: Cilt sorunları için en iyi meyvelerden biri olan çilek, güçlü bir afrodizyaktır.

İNCİR: Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarına çok iyi gelen incir, erkeklerin cinsel gücünü artıran çok güçlü bir afrodizyaktır.

ŞEFTALİ: A provitamini bakımından zengin olan şeftali, güçlü bir afrodizyaktır.

ARMUT: Çok az meyve asidi içeren ve organizmanın fazla suyunu alarak fazla yağları yok eden armut, güçlü bir afrodizyaktır.

MARUL: İçinde A, B, C, E vitaminleri, demir, kalsiyum, çinko, fosfor, iyot, sodyum gibi mineraller bulunan marul, az miktarda yenilirse cinsel gücü artırıyor. Ancak, fazla miktarda yenen marul da cinsel gücü azaltıyor ve uyku veriyor.

ANÇUEZ: Genellikle hamsi, bazen çaça, sardalya ya da tirsi balıklarından yapılan tuzlu ve yağlı balık ezmesi olan ançuez, cinsel gücü artırır.

HAVYAR: Balık yumurtası olan havyarın besin değeri çok yüksektir ve güçlü bir afrodizyaktır.

DOMATES: İçinde bolca A, B, C ve K vitaminleri bulunan domates, cinsel gücü artırır
SALATALIK: Gözler için çok yararlı olan (özellikle şiş gözlerin iyileşmesinde) salatalık, cinsel gücü artırır.

SOĞAN: Güçlü antiseptik bir etkiye sahip olan soğan, cinsel gücü artırır.
ZENCEFİL: Yüzyıllardır duyguları harekete geçirmek için hazırlanan içkilerin karışımında kullanılan zencefil, insanı daha ateşli yapar. (Kanı sulandıran ilaç kullananların dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca, fazla tüketildiğinde de bağırsakları rahatsız eder.)
ŞARAP: Güçlü bir antioksidan olan (sağlıklı dokuları ve hücreleri koruyucu maddeler içeren) şarap, az içilirse kalbe çok faydalıdır ve aynı zamanda güçlü bir afrodizyaktır.

ÇADIRUŞAĞI OTU: Yalnızca Asya’da yetişen ve çok kötü kokan çadıruşağı otundan elde edilen karışım, Asya’da uyarıcı olarak kullanılır.

VANİLYA: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusuyla karşı cinsi harekete geçirir.

POLEN: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunur.

YOHOMBİN: Afrika’da yetişen bir ağacın kabuklarından elde edilen yohombin, vücuttaki kanın cinsel organlara toplanmasını hızlandırır.

KİŞNİŞ: Özellikle kadınlara keyif veren kurutulmuş kişniş tanesinin, şarabın içine katılarak içilmesi önerilir. Aşırı kullanımı erkeklerde ters etkilere neden olabilir.

HARDAL: Cinsel bezlerin işleyişini artırır.

SÜSEN: Süsen kökü tozu, her iki cins için de güçlü bir afrodizyaktır.

Çörek Otu ve Faydası 02

27 Haz

Yunan filozof, Dioskorides; baş ağrılarını, burun tıkanıklıklarını, diş ağrısını ve bağırsak parazitlerini tedavi etmek için çörek otu kullanmıştır. Modern tıbbın babası kabul edilen Hipokrat, çörek otunu karaciğer ve sindirim rahatsızlıklarının devası olarak tanımlamıştır. Tıp tarihinin en ünlü kitaplarından biri olan “Canon of Medicine” ın yazarı olan İbn-i Sina, çörek otunun metabolizmayı uyardığını, uyuşuklu ve halsizliği engellediğini savunmuştur.

Modern tıp, bu bitkinin özelliklerini, uyarıcı etkilerini kullanarak hemoroit, hepatit, nezle, ishal, öksürük ve tenya gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanmaktadır. Çörekotu ile ilgili ilk yazılı belge “Eski Ahit” de bulunmaktadır. Çörek otuyla ilgili en önemli sözlerden biri Hz. Muhammed’in (s.a.s) ‘Çörek otunu kullanın, ölümden başka her şeye devadır.’ sözüdür.

1959’dan beri, laboratuar ve üniversitelerde 200 den fazla çalışma yapılmaktadır. Amerika’da Güney Carolina Hilton Head Island’da bulunan Kanser Araştırma Laboratuarında, şimdiye kadar yapılmış en kapsamlı çalışmalardan biri, %100 natürel çörek otu yağının (Nigella Sativa) tümör tedavisinde, kemoterapide görülen negatif yan etkileri göstermeyip büyük başarılar sağladığını kanıtlamıştır. Çalışmalarda Nigella Sativanın kemik iliği büyüme oranını %250 gibi bir rakama çıkardığı ve tümörün büyümesini %50 oranında azalttığı tespit edilmiştir. Bu durum, bağışıklık sistemini uyararak hücreleri virüslerin yok edici özelliğinden koruyan interferon üretimini arttırmaktadır. Araştırmacılar, Nigella Sativanın anti bakteriyel ve anti mikotik etkilerini onaylamış ve diyabet tedavisinde esas olan şeker seviyesini düşürmekte de faydalı olduğunu tespit etmişlerdir.

Son zamanlarda AİDS konusunda yapılan bağımsız çalışmalar, çörek otunun doğal katil hücre aktivitesini arttırırken aynı anda yardımcı ve bastırıcı t hücreleri arasındaki oranı da geliştirip savunma sistemi üzerinde meydana getirdiği şaşırtıcı etkilerini ortaya çıkarmıştır.

Münihli doktorların deneyimleri, aralarında polen ve toz alerjisi, astım ve deri iltihapları gibi hastalıkların bulunduğu alerjik durumların %70’inin Çörek Otu (Nigella Sativa) yağı ile tedavi edildiğini göstermektedir.

  • Mikrop, virüs ve mantarlara karşı öldürücü tesire sahiptir.
  • İfraz boşaltıcı ve solunum borusunu genişleticidir.
  • Kansere karşı koruyucu etkisi vardır.
  • Kan şekerini düzenler.
  • Yorgunluk halini giderip zindelik verir.
  • Damar hastalıklarını önler.
  • Cinsel gücü arttırır.
  • Hazmı kolaylaştırır.
  • Vücuttaki toksinleri süzerek atar.
  • İdrar söktürücü özelliği ile safraya iyi gelir.
  • Yaraların çabuk iyileşmesini ve hücrelerin yenilenmesini hızlandırır.
  • Alerjileri önler.
  • Savunma sistemini dengeler.
  • Hormon sistemini ve ruh hâlini sağlamlaştırır.

Çörek Otu Karaciğeri Tahripten Korur

Bilindiği üzere çörek otu yağı, karaciğeri bazı zehirli türlere karşı koruyucu bir etkiye sahiptir. Çörek otunun halk tarafından karaciğer hastalıklarında şifalı bitki olarak kullanılmakta olduğunu da bilmekteyiz.

Bundan dolayı Demmam Kral Faysal Üniversitesinden Dr. el-Ğâmidî, yaptığı bir çalışmada çörek otu çözeltisinin fareler üzerinde karaciğeri carbon tetrachloride adındaki zehirli maddeye karşı korumadaki etkisini ortaya koymuştur.

Bu araştırma 2003 Mayısında Am J. Clin Med Dergisinde yayınlanmıştır. Yapılan çalışma göstermiştir ki çörek otu çözeltisi, karaciğer üzerine carbon tetrachloridin zehirli etkisini azaltıcı bir sonuç vermektedir.

Çörek otu verilen farelerde karaciğer enzim düzeyi daha düşük çıkmıştır. Bunun yanında karaciğer dokusu üzerine zehirli maddelerin etkisi ise daha az görülmüştür.

Bir başka araştırma 2003 Eylül’ünde Phytother Res Dergisinde yayınlanmıştır. Bu makalede araştırmacılar carbon tetrachloride gibi zehirli maddeler verilen farelerde çörek otu tedavisi neticesinde karaciğer tahribatının daha az olduğunu ortaya koymuştur.

Çörek Otunun Karaciğer Kanserinden Korumadaki Etkisi

J. Carcinog Dergisinin 2003 sayısında yayınlanan bir çalışmaya göre Sri Lanka Kelaniya Üniversitesinden uzmanlar diethylnitrosamine vererek karaciğer kanseri oluşturdukları 60 fare üzerinde araştırma yapmışlardır. Bu farelerden bir grubuna çörek otundan bir karışım verilirken, diğer gruba sadece ot verilmiştir. Daha sonra araştırmacılar bu fareleri on hafta süreyle izlemeye almışlar ve deney farelerinde karaciğer dokusunu inceledikten sonra kanser etkisinin şiddetinin çörek otu karışımı ile tedavi edilen farelerde daha az olduğunu ortaya koymuşlardır. Araştırmacılar buradan bu çeşit maddelerin karaciğeri kanserojen etkilerden korumada payı olduğu sonucunu çıkarmışlardır.

Çörek Otunun Kolon Kanserinden Korumadaki Etkisi

Acaba insan çörek otu sayesinde kolon kanserinden korunabilir mi? Mısır Tanta Üniversitesinden araştırmacılar bu soruya cevap vermeye çalışmış ve araştırmalarını 2003 Şubatında Nutr Cancer Dergisinde yayınlamışlardır. Araştırmacılar 45 fareye kolon kanserine yol açan kimyasal madde vermişler, 30 fareye de ağız yoluyla çörek otu yağı içirmişlerdir. Deneyin yapılmasından on dört hafta sonra çörek otu yağı verilen farelerde kolon, karaciğer veya böbrek üzerinde herhangi bir kanserli değişiklik olmadığını görmüşlerdir. Bu da bize çörek otunun uçucu yağının kolon kanseri oluşumunu engellemedeki gücünü göstermektedir.

Çörek Otu ve Meme Kanseri

A.B.D Jackson Mississipi Üniversitesinde yapılan ve Bio Med Sci Instrum Dergisinde 2003 yılında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar çörek otu özü kullanmanın meme kanseri hücrelerini yavaşlatmadaki etkisini ortaya koymuşlardır. Bu çalışma bu alanda daha fazla çalışmanın kapısını aralayacak niteliktedir.

Çörek Otu ve Şeker Hastalığı

2003 Aralığında Tohoku J Exp Med Dergisinde yayınlanan bir çalışmada Türkiye 100. Yıl Üniversitesinden araştırmacılar şeker hastalığına yakalattıkları 50 fare üzerinde deney yapmışlardır. Bunu farelere karın

zarından (periton) girerek streptozotocin maddesi vererek yapmışlardır. Bundan sonra fareler iki gruba ayrılmıştır. Birinci gruba otuz gün süre ile her gün karın zarından (periton) uçucu çörek otu yağı verilmiştir. Diğer gruba ise çörek otu yağı içermeyen tuzlu bir sıvı verilmiştir. Araştırmacılar şeker hastalığına yakalanmış farelerde çörek otu yağının kanda şeker oranını düşürdüğünü ve insülin miktarını arttırdığını tespit etmişlerdir. Ayrıca çörek otu yağı insülin salgılanmasından sorumlu pankreasta beta hücrelerini harekete geçirip, çoğaltmıştır. Bu da çörek otunun şeker hastalığının tedavisinde yardımcı olabileceğini ortaya koymaktadır.

Japonya’da yapılıp 2002 Aralığında Ress Vet Sci Dergisinde yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar çörek otu yağının şeker hastalığına yakalandırılan farelerde insülin salgısını arttırdığını tespit etmişlerdir. Deney farelerinde çörek otu yağı kanlarında şekerin düşmesine yol açmıştır.

Dr. Muhammed ed-Dehâhınî’nin 2002 yılında Planta Med Dergisinde bir araştırması yayınlanmıştır. Doktor bu çalışmasında kan şekerini düşüren çörek otu yağının etkisinin kanda insülin miktarını arttırarak değil, aksine pankreas harici bir yoldan sağlamış olabileceğini ileri sürmüştür. Fakat bu konuda daha çok bilimsel çalışma yapmaya ihtiyaç vardır.

Türkiye’de 100. Yıl Üniversitesinde yapılıp, 2001 yılında yayınlanan bir araştırmada bu kez Yeni Zelanda tavşanları kobay olarak kullanılmıştır. Tavşanlar iki gruba ayrıldıktan sonra bir grup şeker hastası yapılmış ve ağız yoluyla iki ay süreyle günlük olarak çörek otu özü ile tedavi edilmiştir. Araştırmacılar bu inceleme sonunda çörek otu özüyle tedavi edilen tavşanlarda kan şekerinin düştüğünü, bunun yanında damar sertliği oluşumunu azaltmada rolü olan antioksidan maddelerin arttığını tespit etmişlerdir.

Çörek Otu ve Alerjik Hastalıklar

Berlin (Almanya) Charite Üniversitesinde yapılan bir çalışmaya göre araştırmacılar alerjik hastalıklara yakalanmış 152 hasta üzerinde bir çalışma yapmışlardır. (Bu hastalarda alerjik burun iltihabı, astım ve egzama hastalıkları bulunmaktaydı.) Yapılan çalışma Tohoku J Exp Med Dergisinin 2003 sayısında yayınlanmıştır. Bu alerjik hastalar, çörek otu yağı ihtiva eden kapsüllerden günlük 40- 80 mg. arası verilerek tedavi edilmişlerdir.

Hastalardan bu deney süresince özel ölçüm araçlarıyla kendilerindeki belirtileri kaydetmeleri istenmiştir.

İmmunglobilin-E (IgE) ölçümü gibi laboratuar tetkikleri ile hastaların akyuvar sayısı, cortizol hormon düzeyi, iyi huylu (HDL) ve kötü huylu (LDL) kolesterol düzeyleri ölçülmüştür. Yapılan çalışmalar astım veya alerjik burun iltihabı ya da egzama hastalığına yakalanmış kişilerde belirtilerin iyiye doğru gittiğini ortaya koymuştur. Bu hastalarda trigliserid düzeyi hafif miktarda düşmüş, buna karşılık faydalı kolesterol düzeyi açık biçimde yükselmiştir. Diğer yandan da cortizol veya lenfositlerde kayda değer bir etki görülmemiştir.

Alman araştırmacılar, yaptıkları deneyden çörek otu yağının alerjik hastalıklarda ek bir ilaç olarak etkin olduğu sonucunu çıkarmışlardır

Çörek Otu ve Nefes Darlığı

Senelerden beri çörek otu ilaçları öksürük ve solunum yolu hastalıklarında kullanılmaktadır. Acaba bunun doğru olduğuna bilimsel ve modern bir delil bulunmakta mıdır?

Riyad Kral Suud Üniversitesinden araştırmacılar çörek otu yağının antı enflamatuar etkisini kobay olarak kullandıkları Hint domuzunun (Guinea Pig) nefes borusu (Trachea) üzerinde araştırmışlardır. Araştırma neticesinde anti enflamatuar etkinin nefes borusu adaleleri üzerinde gevşetici bir role sahip olduğunu görmüşlerdir. Bir başka ifadeyle çörek otu yağının anti enflamatuar özelliğinin nefes borusu adalesini genişlettiği ortaya çıkmıştır. Bu da nefes darlığının tedavisine yardımcı olmaktadır.

İshal ve Nefes Darlığı Tedavisinde Çörek Otu

Bilindiği üzere çörek otu ishal ve nefes darlığında uzun senelerden beri kullanılmaktadır. Dr. Cilani, çörek otu özünün nefes borusunu genişletici ve adalelerini gevşetici (spasmolytic) etkisini öğrenmek için laboratuar çalışması yapmıştır.

Yapılan çalışma, çörek otu yağının kalsiyum salgılanmasını engelleyerek adaleleri gevşetici ve nefes borusunu açıcı bir etkisi olduğunu ortaya koymuştur. Bu da çörek otunun şifalı bitkiler alanında bilinen etkisini açıklayan kuralı vermektedir.

Çörek Otu ve Mide Hastalıkları

Çörek otunun mide zarını koruyucu etkisi bulunmaktadır. Kahire Üniversitesinden araştırmacılar midelerinde yara açtıkları fareler üzerinde deneylerde bulunmuşlar ve denek farelerini, çörek otu yağı veya (içindeki etkin özellik) anti enflamatuar ile tedavi etmişlerdir. Yapılan deney, bu iki maddenin mide zarını tahriş edici etkenlerden veya mideye zararlı yaralardan koruduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

İskenderiye Üniversitesinde görevli ve çörek otu alanında uluslararası üne sahip büyük uzman Dr. Muhammed ed-Dahâhınî bu konuda bir çalışma yapmıştır. Dahâhınî, fareler üzerinde yaptığı çalışmada çörek otunun alkolün sebep olduğu tahrişlerden mide zarını koruyucu etkisini incelemiştir. Bu araştırma neticesinde çörek otu yağının alkolün sebep olduğu mide tahrişlerine karşı etkin koruyucu bir tesiri olduğunu ortaya koymuştur.

Çörek Otu ve Böbrek Hastalıkları

Ezher Üniversitesinden araştırmacılar çörek otundaki anti anti enflamatuar özelliğin böbrek rahatsızlığına olan etkisi üzerine bir çalışma yapmışlardır. Doxorubicin maddesi vasıtasıyla fareler üzerinde yapılan çalışmada anti enflamatuar (çörek otundaki etkin özellik) idrar yoluyla protein ve albümin atımını yavaşlattığı tespit edilmiştir. Ayrıca çörek otunun böbrekte meydana gelen olumsuz etkileri yavaşlatan anti oksidan madde içerdiği görülmüştür. Bu da anti enflamatuar özelliğin böbreği hasta olmaktan koruyan bir rolünün olabileceğini göstermektedir.

Çörek Otunun Kalp Ve Damarları Koruyucu Etkisi

Bilindiği üzere kanda bulunan homocysteine maddesinin yüksekliği kalp, beyin ve periferik damarlarda genişleme meydana getirmektedir. Bilginler hastaya vitamin (folikasit, vitamin B 6, vitamin B 12) verilmesinin kandaki homocysteine düzeyini düşürdüğünü göstermiştir. Buradan hareketle araştırmacılar, Kral Suud Üniversitesinde (Suudi Arabistan) çörek otunun kandaki homocysteine düzeyine olan etkisini incelemişlerdir. Yapılan bu çalışma 2004 ocağında Int J Cardiol Dergisinde yayınlanmıştır.

Araştırmacılar bir hafta boyunca otuz dakika süreyle bir grup fareye çörek otunda bulunan anti enflamatuardan 100 mg. vermişlerdir. Bunun neticesinde anti enflamatuar özelliğin kanda homocysteine maddesinin yükselmesine karşı etkili olduğunu tespit etmişlerdir. (Doğal olarak farelere bu deneyden önce homocysteine maddesinin düzeyini yükseltecek ilaç verilmiştir.)

Homocysteine maddesinin kandaki yüksekliği trigliserit, kolesterol ve vücuda zararlı oksidan maddelerin düzeyinin yükselmesine yol açmaktadır. Araştırmacılar çörek otu özünün homocysteine düzeyinin yüksekliğine eşlik eden zararlı maddelerin azalmasına yol açtığını görmüşlerdir. Bu, çörek otu yağının homocysteine düzeyinin yüksekliği ile ona eşlik eden kan yağlarının yükselmesi neticesinde meydana çıkan zararlı etkilerden kalbi ve damarları korumasının mümkün olduğu anlamına gelmektedir. Hiç kuşkusuz bu alanda daha fazla araştırma yapmaya ihtiyaç vardır.

Çörek Otunun Antioksidan Oluşu

J Vet Med Clin Med Dergisinin 2003 Haziran sayısında bir araştırma yayınlandı. Bu çalışmayı yürüten doktorlar carbon tetra celoride verilen farelerde çörek otunun antioksidan olarak etkilerini tespit etmek için bir deney yaptılar. Bu deney 60 fare üzerinde gerçekleştirildi ve birçok fareye karın zarından (periton) girerek çörek otu yağı verildi. Bu deney 45 gün sürdürüldü. Deney neticesinde araştırmacılar çörek otu yağının lipid peroxidation düzeyini düşürdüğünü, buna karşılık antioksidan maddeleri arttığını tespit ettiler. Bilindiği üzere antioksidan maddeler, vücudu birçok dokuda tahribat oluşturan ve damar sertliği, kanser, bunama ve benzeri birçok hastalığa yol açan serbest radikallerin etkisinden korumaktadır.

Drug Chem Toxicol Dergisinin 2003 mayısında yayınlanan bir başka araştırma çörek otu yağında antioksidan maddenin bulunduğunu ortaya koydu.

Çörek Otu ve Kolesterol

Kazablanka (Fas) Kral II. Hasan Üniversitesinden araştırmacılar çörek otunun farelerde kolesterol ve kan şekeri düzeyine olan etkisini araştırdılar. Bu çalışmada farelere on iki hafta boyunca 1 mg. çörek otu yağı verildi. Yapılan deneyin sonunda farelerin kanında kolesterolün % 15, trigliseritin % 22, kan şekerinin % 16.5 azaldığı, buna karşılık hemoglobin miktarının % 17.5 arttığı görüldü.

Bu da bize çörek otu yağının insanlarda kolesterol ve kan şekeri düzeyini düşürmekte etkin olabileceği izlenimini vermektedir. Fakat bu konuda insan denekler üzerinde daha fazla laboratuar çalışması yapmaya ihtiyaç vardır.

Dr. Muhammed Dahâhınî’nin 2000 Eylül’ünde bir Alman dergisinde yayınlanan çalışması, çörek otu yağının farelerde kolesterol ve trigliserit düzeyini düşürdüğünü ortaya koydu.

Çörek Otu ve Tansiyon Yüksekliği

Kazablanka (Fas) Therapi Dergisinin 2000 sayısında yayınlanan bir çalışmada araştırmacılar günlük olarak 0.6 mg. alınacak çörek otu özünün idrar söktürdüğünü ve tansiyonu düşürdüğünü tespit ettiler. Çörek otu özü ile tedavi edilen farelerde tansiyon yüksekliği ortalama olarak % 22 oranında düşerken nidilat hapı verilerek tedavi edilen farelerde % 18 oranında düştüğü görüldü. (Nidilat, tansiyon düşürücü etkisi bilinen meşhur bir haptır.) Çörek otu ile tedavi edilen farelerde idrar miktarı artmıştır.

Çörek Otu ve Romatizma

Ağa Han Üniversitesinden (Pakistan) araştırmacılar, Phytother Dergisinin 2003 Eylül sayısında yayınlanan bir çalışmalarında aşağıdaki soruyu gündeme getirdiler: Romatizma hastalığına yakalanmış olan kimselerde mafsal iltihabının hafifletilmesinde çörek otu ne gibi bir rol oynamaktadır? Doktorlar tarafından bilinen vücutta fagostik hücrelerin (macrophages) ürettiği bir madde olduğu ve bu maddenin nitric oxsid adını aldığı bilinmektedir. Bu madde iltihap olayında arabulucu bir rol oynamaktadır. Araştırmacılar çörek otu özünün nitric oxsid üretimini yavaşlattığını tespit etmişlerdir. Belki bu, çörek otunun eklem iltihaplarını hafifletmedeki rolünü açıklayabilir.

Demmam Kral Faysal Üniversitesinden Dr. el-Ğâmidî’nin J Ethno Pharmacol Dergisinin 2001 sayısında yayınlanan bir araştırmasına göre çörek otunun eklem iltihaplarına karşı yatıştırıcı bir etkisi bulunmaktadır. Bu özellik çörek otunun bu etki mekanizmasını anlamak için daha fazla çalışma yapılmasına kapıyı aralayacaktır.

Çörek Otunun Kanı Sulandırması

Demmam Kral Faysal Üniversitesinde (Suudi Arabistan) fareler üzerinde yapılan bir çalışma çörek otu yağının pıhtılaşma faktörlerine karşı etkisini ortaya koymuştur. Denek fareler çörek otu yağı ihtiva eden unla beslenmiştir. Araştırmacılar normal unla besledikleri farelerle bu fareleri mukayese etmişlerdir. Ortaya çıkan sonuç pıhtılaşma faktörlerinde bazı değişikliklerin görüldüğüdür. Farelerin kanında fibrinojen maddesinin yükseldiği görülmüştür ve prothrombin zamanı uzamıştır. Bu da bize çörek otu yağı kullanarak farelerde kanı pıhtılaştıran faktörde değişiklikler meydana getirme imkanı olduğunu göstermektedir. Ancak bu konuda da insanlar üzerinde deney yapılmasına ihtiyaç vardır.

Çörek Otu ve Mikroplar

Kahire Üniversitesinden Dr. Mürsî Acta Microbiol Pol Dergisinin 2000 sayısında yayınlanan bir araştırmasında çörek otunun mikroplara olan etkisini incelemiştir. Doktor, gram pozitif boyadan 16, gram negatif boyadan 6 çeşit üzerinde incelemede bulunmuştur. Bunun neticesinde bazı mikrop türlerinin çörek otu özüne karşı olumlu cevap verdiği ortaya çıkmıştır.

Çörek Otu ve Mantarlar

Ağa Han Üniversitesinde (Pakistan) yapılan bir çalışma Phytother Res Dergisinin 2003 Şubat sayısında yayınlanmıştır. Bu çalışmada kandidiyasiz (candıda albıcans) hastalığına yakalandırılan fareler çörek otu özüyle tedavi edilmiştir. Araştırmacılar candida albicans mantarlarının gelişiminde çok büyük oranda gerileme olduğunu görmüşlerdir. Dr. Ağa Han araştırmasının sonunda şöyle demiştir: “Bu çalışmanın neticesi, çörek otunun mantarların tedavisinde faal olduğunu ortaya koymaktadır.”

Yapılan bu çalışmalar, Hz. Peygamberin (s.a.v) getirdiklerine dair modern incelemelerin sadece bir kısmıdır.

Doğal Tedavi Evi

KAYNAKLAR

1. Al-Ghamdi MS, Protective effect of Nigella sativa seeds against carbon tetrachloride-induced liver damage, Am J Chin Med., 2003; 31 (5):721-728.

2. Turkdogan MK, Özbek H, Yener Z, Tuncer I, Uygan I, Ceylan E., The role of Urtica dioica and Nigella sativa in the prevention of carbon tetrachloride-induced hepatotoxicity in rats. Phytother Res. 2003 Sep; 17(8):942-946.

3. Iddamaldeniya SS, Wickramasinghe N, Thabrew I, Ratnatunge N, Thammitiyagodage MG. Protection against diethylnitrosoamine-induced hepatocarcinogenesis by an indigenous medicine comprised of Nigella sativa, Hemidesmus indicus and Smilax glabra: a preliminary study. J Carcinog. 2003 Oct 18;2 (1):6.

4. Salim EI, Fukushima S. Chemopreventive potential of volatile oil from black cumin (Nigella sativa L. ) seeds against rat colon carcinogenesis. Nutr Cancer. 2003; 45(2):195-202.

5. Farah IO, Begum RA. Effect of Nigella sativa (N. sativa L.) and oxidative stress on the survival pattern of MCF-7 breast cancer cells. Biomed Sci Instrum. 2003;39:359-364.

6. Kanter M, Meral I, Yener Z, Ozbek H, Demir H. Partial regeneration/proliferation of the beta-cells in the islets of Langerhans by Nigella sativa L. in streptozotocin-induced diabetic rats. Tohoku J Exp Med. 2003 Dec;201(4):213-219.

7. Fararh KM, Atoji Y, Shimizu Y, Takewaki T. Isulinotropic properties of Nigella sativa oil in Streptozotocin plus Nicotinamide diabetic hamster. Res Vet Sci. 2002 Dec;73(3):279-282.

8. El-Dakhakhny M, Mady N, Lembert N, Ammon HP. The hypoglycemic effect of Nigella sativa oil is mediated by extrapancreatic actions. Planta Med. 2002 May;68(5):465-466.

9. Meral I, Yener Z, Kahraman T, Mert N. Effect of Nigella sativa on glucose concentration, lipid peroxidation, anti-oxidant defence system and liver damage in experimentally-induced diabetic rabbits. J Vet Med A Physiol Pathol Clin Med. 2001 Dec;48(10):593-599.

10. Kalus U, Pruss A, Bystron J, Jurecka M, Smekalova A, Lichius JJ,Kiesewetter H. Effect of Nigella sativa (black seed) on subjective feeling in patients with allergic diseases. Phytother Res. 2003 Dec;17(10):1209-1214.

11. Al-Majed AA, Daba MH, Asiri YA, Al-Shabanah OA, Mostafa AA, El-Kashef HA. Thymoquinone-induced relaxation of guinea-pig isolated trachea. Res Commun Mol Pathol Pharmacol. 2001;110(5-6):333-345.

12. Gilani AH, Aziz N, Khurram IM, Chaudhary KS, Iqbal A. Bronchodilator, Spasmolytic and calcium antagonist activities of Nigella sativa seeds (Kalonji): a traditional herbal product with multiple medicinal uses. J Pak Med Assoc. 2001 Mar;51(3):115-120.

13. El-Abhar HS, Abdallah DM, Saleh S. Gastroprotective activity of Nigella sativa oil and its constituent, thymoquinone, against gastric mucosal injury induced by ischaemia/reperfusion in rats. J Ethnopharmacol. 2003 Feb;84(2-3):251-258.

14. El-Dakhakhny M, Barakat M, El-Halim MA, Aly SM. Effects of Nigella sativa oil on gastric secretion and ethanol induced ulcer in rats. Ethnopharmacol. 2000 Sep;72(1-2):299-304.

15. Badary OA, Abdel-Naim AB, Abdel-Wahab MH, Hamada FM. The influence of thymoquinone on doxorubicin-induced hyperlipidemic nephropathy in rats. Toxicology. 2000 Mar 7;143(3): 219-226.

16. El-Saleh SC, Al-Sagair OA, Al-Khalaf MI. Thymoquinone and Nigella sativa oil protection against methionine-induced hyperhomocysteinemia in rats. Int J Cardiol. 2004 Jan;93(1):19-23.

17. Kanter M, Meral I, Dede S, Gunduz H, Cemek M, Ozbek H, Uygan I. Effects of Nigella sativa L. and Urtica dioica L. on lipid peroxidation, antioxidant enzyme systems and some liver enzymes in CCl4-treated rats. J Vet Med A Physiol Pathol Clin Med. 2003 Jun;50(5):264-268.

18. Badary OA, Taha RA, Gamal el-Din AM, Abdel-Wahab MH Thymoquinone is a potent superoxide anion scavenger. Drug Chem Toxicol. 2003 May;26(2):87-98.

19. Zaoui A, Cherrah Y, Alaoui K, Mahassine N, Amarouch H, Hassar M. Effects of Nigella sativa fixed oil on blood homeostasis in rat. J Ethnopharmacol. 2002 Jan;79(1):23-26.

20. el-Dakhakhny M, Mady NI, Halim MA. Nigella sativa L. oil protects against induced hepatotoxicity and improves serum lipid profile in rats. Arzneimittelforschung. 2000 Sep;50(9):832-836.

21. Zaoui A, Cherrah Y, Lacaille-Dubois MA, Settaf A, Amarouch H, Hassar M. Diuretic and hypotensive effects of Nigella sativa in the spontaneously hypertensive rat. Therapie. 2000 May-Jun;55(3):379-382.

22. Mahmood MS, Gilani AH, Khwaja A, Rashid A, Ashfaq MK. The in vitro effect of aqueous extract of Nigella sativa seeds on nitric oxide production. Phytother Res. 2003 Sep;17(8):921-924.

23. Al-Ghamdi MS. The anti-inflammatory, analgesic and antipyretic activity of Nigella sativa. J Ethnopharmacol. 2001 Jun;76(1):45-48.

24. Al-Jishi SA, Abuo Hozaifa B. Effect of Nigella sativa on blood hemostatic function in rats. Ethnopharmacol. 2003 Mar;85(1):7-14.

25. Morsi NM. Antimicrobial effect of crude extracts of Nigella sativa on multiple antibiotics-resistant bacteria. Acta Microbiol Pol. 2000;49(1):63-74.

26. Khan MA, Ashfaq MK, Zuberi HS, Mahmood MS, Gilani AH. The in vivo antifungal activity of the aqueous extract from Nigella sativa seeds. Phytother Res. 2003 Feb;17(2):183-186.

Dut ve Faydaları

27 Haz

Harika Bir Sey

Dutun faydaları da saymakla bitmiyor. Önce beyaz dutun faydalarına bir göz atalım. Kalsiyum, Demir, B1, B2 ve C vitamini yönünden çok zengin olan dut, ateş düşürücü etkiye sahiptir.

Dutun en şaşırtıcı özelliği kanamalardaki etkisi. Taze dut yaprakları ile derideki yaralara ya da burundaki kanamalara tampon yapılırsa kanama anında duruyor.

Yapraklar aynı zamanda güçlü bir idrar söktürücü. Bunun için 15-20 gram yaprağı 3 su bardağı ile kaynatıp tüketin. Bu yaprak suyu aynı zamanda çok etkili bir ateş düşürücü. Vücutta biriken suyuda dut yaprakları atıyor.

Dut aç karna yendiğinde bağırsakları çalıştırıyor ve temizliyor. Özellikle de bağırsak solucanları açısından öneriliyor. Çünkü aç karna yenen dut, bağırsak solucanlarını döküyor.

Kansızlığın dermanı da dut… Dut ne şekilde tüketilirse tüketilsin çok iyi bir kan yapıcıdır.

İştah artırıcı etkisi de olan dut aynı zamanda bir enerji deposu… Karadutun faydaları da saymakla bitmiyor.

Kara dut şurubu ya da kara dutun yaprak ve kabuklarının kaynatılması ile elde edilen sıvı ağız ve boğaz antisepsisinde, diş eti iltihaplarında birebirdir.

Karadut çok güçlü bir antioksidan içeriyor. Bu da antioksidanlar da bağışıklık sistemini güçlendiriyor. Kalbi koruyucu ve yaşlanmayı geciktirici etkisi var.

Karadut yorgunluk durumunda çok faydalı. Çünkü halsizliğe derman olurken, yorgunluğu da yok ediyor. Aynı zamanda uykusuzluğa da çare oluyor.

Karadut kan basıncını düşürüyor, sindirim sistemindeki rahatsızlıkları da yok ediyor. Mide salgısını artırdığı tespit edilmiştir.

Saçların ve özellikle de dişlerin güçlenmesi için mutlaka bol bol karadut tüketin. Saç ve diş dostu olarak biliniyor.

Doğal Tedavi Evi